Doğal taşlar denildiğinde, birkaç yıl öncesine bakıldığında pek çok kişinin aklında yolda bulunan herhangi bir taşın geldiği görülebilmektedir. Günümüzde bu durum fazlasıyla değişmiş, doğal taş kavramı, anlamı ve kapsamı daha anlaşılır olmuştur.
Bu anlaşılırlığın bir getirisi olarak, pek çok insan doğal taşları araştırmaya başlamıştır. Gerek faydaları gerekse kullanım alanları ve temizlenmeleri gibi birbirinden farklı konularda yapılan araştırmaların sayısında hatırı sayılır bir artış olmuştur.
Bilindiği üzere doğal taşlar, yolda giderken her an rastlanabilecek olan yaygınlıkta olmayan, belirli alanlarda bulunabilen ve belirli frekans (titreşim) düzeyine sahip oldukları düşünülen oluşumlardır. Bazıları, taş olmanın ötesinde, bir meteor parçası olarak da sınıflandırılabilmektedir.
Doğal Taşların Genel Özellikleri
Doğal taş konusu oldukça geniş olmasının yanı sıra kapsamlı araştırma gerektiren bir konudur. Bilindiği üzere, ülkemizde ve dünyanın pek çok farklı bölgesinde, kendine has frekans ve etki alanına sahip olan taşların çıkarım ve dağıtım işlemleri gerçekleştirilmektedir.
Bu taşlar hakkında bilinmesi gereken ilk ve en önemli konu ise, her taşın birbirinin aynı olmadığı ve pek çok farklı taş sınıfının var olduğudur. Kuvars ailesinden akik ailesine doğru uzanan bu çeşitlilik, taşlara verilen şekiller ile devam etmektedir.
Doğal taşlar genel olarak etki ve özelliklerine göre kabaca sıralanabilir olmalarının yanı sıra, ait oldukları ailenin etkileri üzerindeki rolünün oldukça büyük olduğu da bilinmektedir.
Bolluk ve bereket, sağlık, hayal gücü, özgüven, korunma, sakinlik, denge ve pek çok farklı alanda kullanılabilir. Bir arada kullanılmaları halinde etkilerinde artış gözlemlenen taşlar olduğu da bilinmektedir.
Doğal Taşlar ve Taşların Temizlenmesi
Doğal taş konusu hakkında bilinmesi gereken en önemli ikinci konu, taşların belirli aralıklar ile temizlenmeleri gerektiğidir.
Taşların kendilerine ait bir frekans aralığı olmasının yanı sıra, hemen her doğal taşın, negatif enerjiyi kendine çekme ya da dokunan kişinin enerjisinden etkilenmesi durumu söz konusudur. Bu ve benzeri durumlar nedeni ile taşların boyutlarına göre, belirli aralıklar ve belirli yöntemler kullanılarak temizlenmeleri yani biriken enerjilerden arındırılmaları gerekmektedir.
Pek çok taş için tercih edilen muhtemelen en kolay temizleme yöntemi, taşı suyun altına tutmaktır. Ancak bazı taş çeşitleri, isimleri taş olarak anılmasına rağmen su altında temizlenebilecek kadar sert değillerdir ve su ile temizleme, belirli bir zamandan sonra yapılarında bozulmaya neden olabilir.
Ametist, kristal kuvars gibi bilinen taşlar, sertlik derecesi olarak su ile temizlenmeye uygun taşlar olsa da selenit ya da florit gibi sertlik derecesi daha düşük olan taşlar için su ile temizleme kesinlikle önerilmemektedir.
Taşların neredeyse tamamı için en güvenilir ve risk içermeyen temizleme yöntemi topraklamadır. Bir saksının dibine yahut bahçede belirli bir yere gömülerek temizlenebildikleri gibi, dolunay ışığı altında birkaç saat bekletilerek de enerjileri kolaylıkla arındırılabilir.
Doğal taş temizliği konusunda yapılan büyük hatalardan biri de yine taşın sertlik derecesi gözden kaçırılarak yapılan tuz ile temizleme yöntemidir.
Tuz, sert ve aşındırmaya müsait bir mineral yapısına sahip olduğundan yine selenit ya da florit ve benzeri taşlar için kesinlikle önerilmeyen bir temizleme yöntemidir.
Doğal Taşların Kullanımı
Bilindiği üzere pek çok doğal taş farklı frekans aralığına, dolayısıyla da farklı etkilere sahiptir. Ancak bu etkilerin ortaya çıkması ya da taşın çalışması için, alınması ve bir kenara süs eşyası gibi koyulması elbette yeterli gelmemektedir.
Taşların düzgün ve amacına uygun bir şekilde çalışabilmeleri için kodlanmaları gerekmektedir. Bu nedenle, örneğin bereket için temin edilmiş bir Aventurin taşının, kodlanmadan kullanılıyor ya da taşınıyor olmasının herhangi bir faydası olmayacaktır.
Taşlar belirli zamanlarda sahipleri ile temas etmeli ve enerji aktarımında bulunmalıdır. Kodlamanın en kolay yolu ise niyet aktarımı olarak da bilinen yöntemdir. Taş, avuç içerisine alındıktan sonra enerjisini hissetmeye çalışınız. Daha sonra taşın etki alanına uygun olarak, örneğin; “Aventurin taşı, senin, hayatıma bolluk ve bereketi çekmene niyet ederek seni kodluyor ve kullanıma başlıyorum” . Buna benzer bir cümle ile kodlamanızı üç defa tekrar ediniz ve teşekkür ederim diyerek kodlama işlemini bitiriniz.
Taşların düzenli aralıklar ile şarj edilmeleri, enerjilerinin yenilenmesi gerektiğini unutmadan kullanıma başlayınız. Taşı, üzerindeki enerjilerden her arındırdığınızda kodlama işlemini tekrarlayınız. Taşa uyumlanabilmek, kodlamanın düzgün çalışabilmesi için en önemli etkenlerden biridir.
Bu nedenle alındıktan sonra, taşın enerjisini arındırma işleminin ardından en az üç gün kadar doğal taş ile vakit geçiriniz ya da yastığınızın altına koyunuz.
[…] Doğal Taşlar Hakkında Yanlış Bilinenler […]