Sismik Taban İzolasyon Sistemi, yapıyı zeminden ayrıştırarak yapıya sismik şok yayılmasını azaltmak için kullanılan esnek bir yaklaşımdır. Depremler, yapılarda hasarlara ve tamamen yıkılmalara neden olabilir. Depremlerin neden olduğu potansiyel hasarları azaltmak için, eski yöntemler perde duvarlar veya çaprazlı çerçeveler ekleyerek bina rijitliğini ( Bir cismin uygulanan kuvvete tepki olarak deformasyona karşı koyma direnci) artırmıştır.
Sismik Taban İzolasyon Sistemi
Sismik Temel İzolasyon Sistemi, yapısal hasar olasılığını azaltmanın yanı sıra, bina içindeki bilgisayarlar, hassas aletler, tıbbi cihazlar ve iletişim sistemleri gibi ekipmanlarda ikincil hasarları da en aza indirmektedir. Temel izolasyonu ya da temel izolasyon sistemi olarak da bilinen Sismik Taban İzolasyonu, bir yapıyı deprem kuvvetlerine karşı korumanın en popüler yollarından biridir.
Bir üst yapıyı, sırayla sallanan zeminde duran alt yapısından büyük ölçüde ayırması gereken, böylece bir bina veya bina dışı yapının bütünlüğünü koruyan bir yapısal elemanlar topluluğudur.
Taban yalıtımı, pasif yapısal titreşim kontrol teknolojileri ile ilgili deprem mühendisliğinin en güçlü araçlarından biridir. Yalıtım, kauçuk mesnetler, sürtünmeli mesnetler, bilyeli mesnetler, yay sistemleri ve diğer yöntemler gibi farklı teknikler kullanılarak elde edilebilir. Bir biranın veya bina dışı yapının, uygun bir ilk tasarım ya da bunu takip eden modifikasyonlar yoluyla potansiyel olarak yıkıcı bir sismik etkiye dayanmasını sağlamak içindir.
Bazı durumlarda taban izolasyonu uygulaması, bir yapının hem sismik performansını hem de sismik sürdürülebilirliğini önemli ölçüde artırabilir. Sanılanın aksine temel izolasyon bir binayı depreme dayanıklı yapmaz.
Temel izolasyon sistemi, izolasyon bileşenleri olan veya olmayan izolasyon ünitelerinden oluşur.
İzolasyon üniteleri, bir bira veya bina dışı yapıya yukarıda belirtilen ayrıştırma etkisini sağlamayı amaçlayan bir taban izolasyon sisteminin temel elemanlarıdır. İzolasyon bileşenleri de, izolasyon üniteleri ile parçaları arasında kendi başına ayrıştırma etkisi olmayan bağlantılardır. Yeni yapısal tasarım ayrıca sismik güçlendirme için kullanılabilir.
Taban izolasyonu, daha küçük ölçekte, bazen binanın tek bir odasında bile kullanılabilir. İzole yükseltilmiş döşeme sistemleri, temel ekipmanları depreme karşı korumak için kullanılır. Bu teknik genelde sanat eserlerini ve heykelleri korumak için kullanılır. Tokyo’nun Ueno Parkı’ndaki Ulusal Batı Sanatı Müzesi’ndeki Rodin’in Cehennem Kapıları, bu yöntemle korunmaktadır.
Temel izolasyon üniteleri, binanın hareket etmesini sağlayan Lineer hareketli mesnetler, bina hareketinin oluşturduğu kuvvetleri absorte eden yağ damperleri ve deprem bittiğinde binanın eski konumuna dönmesini sağlayan lamine küçük mesnetlerden oluşmaktadır.
Sismik Güçlendirme
Sismik güçlendirme, mevcut yapıların sismik aktiviteye, yer hareketine veya depremler nedeniyle toprak kaymasına karşı dirençli hale getirilmesi için değiştirilmesidir. Yapılardaki sismik talebin daha iyi anlaşılması ve şehir merkezlerinin yakınındaki büyük depremlerle ilgili son deneyimlerle sismik güçlendirme ihtiyacı kabul edilmiştir.
1960’lı yılların sonunda Japonya ve ABD gibi gelişmiş ülkeler, 1970’li yılların sonunda da Türkiye ve Çin gibi belgelerde de, modern sismik yönetmeliklerin getirilmesinden önce birçok yapı, sismik koruma için yeterli detaylandırma ve güçlendirme yapılmadan tasarlanmıştır.
Güçlendirme teknikleri sadece depremler için değil, tropikal siklonlar, gök gürültülü fırtınalar ve kasırgalardan kaynaklanan şiddetli rüzgârlar gibi doğal afetler için de geçerlidir. Mevcut sismik güçlendirme uygulaması, ağırlıklı olarak yapıların kullanılmasından kaynaklanan sismik tehlikeyi azaltmak için yapısal iyileştirmelerle ilgiliyken, benzer şekilde yapısal olmayan elemanlardan kaynaklanan tehlike ve kayıpları azaltmak da önemlidir.
Depreme dayanıklı yapı diye bir şeyin olmadığını da akılda tutmak gerekir, ayrıca Sismik güçlendirme uygun ilk tasarım veya sonraki değişikliklerle büyük ölçüde artırılabilir.
Stratejiler
Sismik güçlendirme veya diğer adıyla rehabilitasyon stratejileri, yeni sismik hükümlerin getirilmesini ve gelişmiş malzemelerin -elyaf takviyeli polimerler (FRP), yüksek mukavemetli çelik, elyaf takviyeli beton- mevcudiyetini takiben son birkaç on yılda geliştirilmiştir.
Küresel kapasitenin güçlendirilmesi, genellikle çapraz destekler veya yeni yapısal duvarların eklenmesiyle yapılır. Ek sönümleme ve temel izolasyon sistemlerinin kullanımı yoluyla sismik talebin azaltılması sağlanır.
Yapısal elemanların yerel kapasitesinin arttırılması stratejisi, mevcut yapılardaki doğal kapasitesi tanır ve bu nedenle bireysel yapısal bileşenlerin yerel kapasitesini (deformasyon/süneklik, dayanıklılık ya da sertlik) seçici olarak yükseltmek için daha uygun maliyetli bir yaklaşım benimser.
Seçici zayıflatma güçlendirmesi, yapının doğal kapasitesini kabul ederken yapının elastik olmayan mekanizmasını değiştirmek için mantık dışı bir stratejidir. Sismik olarak bağımsız yapılar arasında ek harekete uyum sağlamak için, geçiş yolu köprüleri gibi kayan bağlantılara izin vermektir.
Son yıllarda birleşik sismik ve enerji güçlendirme de dâhil olmak üzere bina güçlendirmeye yönelik daha bütüncül yaklaşımlar araştırılmaktadır. Bu tür birleşmiş stratejiler, enerji güçlendirme ve sismik güçlendirme müdahalelerini aynı adına uygulayarak maliyet tasarruflarından yararlanmayı ve dolayısıyla binaların sismik ve termal performansını iyileştirmeyi amaçlar.
Performans
Geçmişte sismik güçlendirme öncelikle ekonomik ve politik kaygılarla sınırlı mühendislik çözümleriyle kamu güvenliğini sağlamak için uygulandı. Bununla birlikte performansa dayalı deprem mühendisliğinin geliştirilmesiyle, çeşitli performans hedefleri seviyeleri kademeli olarak kabul edilmektedir.
Kamu Güvenliği: Burada amaç insan hayatını korumak, yapının oturanların veya yoldan geçenlerin üzerine çökmesini, yapıdan güvenli bir şekilde çıkabilmesini sağlamaktır. Şiddetli sismik koşullar altında yapı tamamen ekonomik olarak yıkılması ve yenilenmesi gerekebilir.
Yapı Bekası: Amaç, yapının çıkış için güvenli olmasına rağmen genel olarak kullanışlı hale gelmeden veya yerleşim için güvenli kabul edilmeden önce kapsamlı bir onarım gerektirebilmesidir. Bu tipik olarak köprülere uygulanan en düşük güçlendirme seviyesidir.
Yapı İşlevselliği: Birincil yapı zarar görmemiş ve yapı birincil uygulaması için kullanımda azalmamıştır. Yüksek düzeyde güçlendirme, bu gerekli onarımların yalnızca kozmetik olmasını sağlar.
Kaynakça
https://en.wikipedia.org/wiki/Seismic_retrofit
https://en.wikipedia.org/wiki/Seismic_base_isolation
Deprem: Yıkıcı Etkilerini Azaltmak İçin Ne Yapabiliriz?
My spouse and i felt absolutely glad that Peter could round up his studies using the ideas he grabbed out of your site. It’s not at all simplistic just to be handing out key points which usually people today may have been selling. So we grasp we’ve got the website owner to be grateful to because of that. The main explanations you’ve made, the straightforward site menu, the relationships your site make it easier to foster – it is everything awesome, and it is leading our son in addition to us know that the concept is interesting, which is quite vital. Thanks for all the pieces!
great post.Never knew this, appreciate it for letting me know.
Thank you . keep watching me 🙂
Very interesting points you have mentioned, thankyou for putting up.
Thank you for being with us and for your interest in the site.
I genuinely enjoy reading through on this website , it contains superb articles. “The secret of eternal youth is arrested development.” by Alice Roosevelt Longworth.
[…] Sismik Taban İzolasyon Sistemi ve Sismik Güçlendirme […]