Aile İçi Şiddet, bir kişinin evlilik, nikah, birliktelik veya akrabalık bağı içinde olduğu kişiye yönelik şiddet ya da tehdit içeren davranışlar sergilemesi olarak tanımlanabilir. Bu tür şiddet eşler, çocuklar, kardeşler, anne-babalar, büyükanne-büyükbabalar ve diğer akrabalar arasında gerçekleşebilir.
Aile içi şiddete sadece fiziksel şiddet olarak bakılmamalıdır, çünkü bu tür şiddetin psikolojik ve ekonomik boyutları da vardır.
Genellikle güçsüz olan, ekonomik açıdan bağımlı olan veya toplumsal açıdan dezavantajlı olan kişiler üzerinde daha sık görülür. Şiddete maruz kalan bireyler genellikle sessiz kalır ve suskunluğunu korur, bu yüzden şiddet daha da artabilir ve uzun süreli olabilir.
Aile içi şiddet mağdurları ne yazık ki çoğu zaman yardım almakta zorlanırlar ve şiddetten kurtulmak için kendi başlarına çaba göstermek zorundadırlar.
Aile İçi Şiddet Neden Olur ve Kimleri Etkiler?
Birçok kişinin yaşadığı ve maalesef hala toplumda sıkça karşılaşılan bir sorundur. Genellikle fiziksel şiddet gibi açık bir şekilde görülen biçimleri ile tanınmasına rağmen, aile içi şiddet aslında birçok farklı boyutta kendini gösterebilir. Peki, aile içi şiddet neden olur ve kimleri etkiler?
Nedenleri oldukça farklılık gösterebilir. Genellikle, şiddetin arkasında yatan sebep aile içi dinamiklerdir. Bununla birlikte, şiddeti uygulayan kişinin geçmişte yaşadığı travmalar, zihinsel veya psikolojik rahatsızlıkları da şiddetin nedeni olabilir. Bunun yanı sıra, ekonomik sorunlar, işsizlik veya alkolizm gibi faktörler de şiddetin artmasına neden olabilir.
Bu sorun, toplumun her katmanında bulunabilir. Kadınlar genellikle bu sorundan daha fazla etkilenirler. Buna ek olarak, çocuklar da maalesef aile içi şiddetin kurbanı olabilirler. Yaşamın erken dönemlerinde şiddete maruz kalmak, çocukların gelişimini ve duygusal sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilir ve davranışlarının gelecekteki ilişkilerine yansımasına neden olabilir.
Aile içi şiddet bir kişinin hayatını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda toplumun her kesimine zarar verir. Bu sorunla mücadele etmek için farkındalık yaratmak ve insanların şiddetin zararlı etkileri konusunda eğitilmesi gerekmektedir. Ayrıca, şiddeti önlemek için aileler arasındaki ilişkilerin desteklenmesi ve kurbanlara yardım sunmak için gerekli araçların sağlanması gerekmektedir.
Aile İçi Şiddetin Fiziksel, Psikolojik ve Ekonomik Boyutları Nelerdir?
Fiziksel boyut: Aile içi şiddetin en görünür boyutu, fiziksel şiddettir. Bu şiddet, mağdurların bedensel olarak zarar görmelerine neden olabilir. Yumruk atma, tekmeleme, dövme, boğma, kesme gibi eylemler fiziksel şiddetin örnekleridir. Bu eylemler, genellikle güçlü kocaların, erkek arkadaşların veya diğer aile üyelerinin kadın veya çocuklara uyguladığı şiddetle ilişkilidir.
Psikolojik boyut: Bu boyutta mağdurların kendilerine güvenleri zedelenir, savunmasız hissederler ve hatta intihara sürüklenebilirler. Sözel taciz, tehdit, aşağılama, izolasyon, manipülasyon, kontrol etme, susturma gibi eylemler psikolojik şiddetin örnekleridir. Bu eylemler, genellikle erkeklerin kadınlara veya çocuklara uyguladığı şiddetle ilişkilidir.
Ekonomik boyut: Bu boyuttaki şiddet, mağdurların maddi olarak zarar görmelerine neden olabilir. Finansal zorluklar, istihdam kaybı, kredi kartlarına erişimin engellenmesi, para harcamak için izin verilmemesi, maddi kaynaklardan mahrum bırakılma gibi eylemler ekonomik şiddet örnekleridir. Bu eylemler, genellikle kocaların veya erkek arkadaşların kadınları veya diğer aile üyelerini ekonomik olarak sömürmek istediği durumlarda uygulanmaktadır.
Fiziksel Boyut | Psikolojik Boyut | Ekonomik Boyut |
Fiziksel şiddet | Sözel taciz | Finansal zorluklar |
Yumruk atma, dövme, boğma gibi eylemler | Tehdit, aşağılama, manipülasyon, kontrol etme | İstihdam kaybı, kredi kartlarına erişimin engellenmesi |
İzolasyon, susturma | Para harcamak için izin verilmemesi, maddi kaynaklardan mahrum bırakılma |
Aile İçi Şiddet Mağdurları Ne Yapabilirler ve Kimden Yardım Alabilirler?
Bir aile içi şiddet mağduru olduğunuzda, ilk yapmanız gereken şey güvende olduğunuz bir yerde kalmanızdır. Aile içi şiddet, sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik ve ekonomik boyutları da olan bir durumdur. Mağdur, şiddeti yaşadığından dolayı güvende olmadığı hissiyle yaşar ve kendini korumak için birçok farklı adım atmaya ihtiyaç duyabilir.
Mağdurların yardım alabilecekleri ilk kurum, İlçe Emniyet Müdürlükleri ve Jandarma Komutanlıklarıdır. Polis ve jandarma, şiddet mağdurunu koruyup, şiddetin önlenmesi amacıyla gerekli tedbirleri almaktadır. Mağdur, şiddet yaşadığında polis veya jandarmaya başvurarak, şiddete maruz kaldığına dair bir rapor alabilirler.
Bu rapor, mahkemede kullanılabileceği gibi, mağdurların bazı haklarının kullanılması için de gerekli bir belgedir. Şiddet mağdurları, rapor alarak, şiddet sırasında yaralanmalarından dolayı sağlık raporu alabilirler. Sağlık raporu, çalıştığı yerde belge olarak kullanılabileceği gibi, hastanede ücretsiz tedavi hizmeti alabilmelerine de olanak sağlar.
Ayrıca mağdurlar, şiddet sırasında zarar gören eşyaları için tazminat da talep edebilirler. Şiddet mağduru olan kişi, şiddet sonucu zarar gören eşyalarının tazminat talebini avukatı aracılığıyla yapabilir.
Aile içi şiddet mağduru olan kişiler, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine başvurarak, barınma, psikolojik tedavi ve ekonomik yardım hakkında destek alabilirler. Ayrıca mağdurlar, herhangi bir sağlık problemi varsa, kamu hastanelerinde tamamen ücretsiz olarak tedavi olabilirler.
Mağdur, şiddet sonrasında yapabileceği ilk şey, kendini ve ailesini koruyacak bir yere gitmektir. Daha sonra, mağdurlar hukuki olarak haklarını korumak için avukat ile iletişime geçebilirler. Şiddetin giderilmesi için mahkemeye başvurabilirler veya arabulucu ile görüşebilirler. Mağdurlar ayrıca, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına veya insan hakları derneklerine de başvurarak yardım alabilirler.
Aile İçi Şiddet Suç Mudur ve Cezası Nedir?
Aile içi şiddet bir suç olarak kabul edilir ve Türk Ceza Kanunu’nda bu suçun cezası belirlenmiştir. Aile içi şiddet, bir insanın diğer bir insanı kasıtlı olarak incitmesi, hakaret etmesi veya tehdit etmesi şeklinde tanımlanabilir. Bu şiddet herhangi bir aile bireyi tarafından gerçekleştirilebilir ve birçok farklı şekilde kendini gösterebilir. Cezalandırılması için özel bir yasal düzenleme yapılmıştır.
Bu düzenleme kapsamında, mağdurların şikâyeti üzerine veya savcılık tarafından başlatılan soruşturma sonucunda fail hakkında cezai işlem başlatılabilir. Ceza, Türk Ceza Kanunu’na göre belirlenir ve şiddetin boyutuna göre değişebilir.
Şiddet Türü | Ceza |
Fiziksel şiddet | 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezası |
Psikolojik şiddet | 1 yıla kadar hapis cezası |
Ekonomik şiddet | 2 yıla kadar hapis cezası |
Aile İçi Şiddetin Önemi ve Toplumda Yarattığı Zararlar Nelerdir?
Bu tür şiddetin fiziksel, psikolojik ve ekonomik boyutları vardır. Fiziksel boyut, mağdura zarar verme şeklinde görülürken, psikolojik boyut ise mağduru zor ve çaresiz hissettirir. Ekonomik boyut ise aile bütçesine zarar verir ve mağduru maddi olarak zor durumda bırakabilir.
Fiziksel zararlar: | darbe, yaralanma, ölüm |
Psikolojik zararlar: | korku, kaygı, depresyon, intihar düşüncesi |
Ekonomik zararlar: | bütçe açığı, iş kaybı |
Bu konunun toplumda yarattığı zararlar da oldukça büyüktür. Bu zararlar hem mağdurları hem de toplumun sağlığını tehdit eder. Aile içi şiddet, küçük yaştaki çocukların davranış bozukluğu ve okul başarısızlığı gibi sorunlar yaşamasına neden olabilir.
Bu çocuklar, kendilerini aşağılanmış ve değersiz hissedebilirler. Bu durum, ilerleyen zamanlarda suça yönelmelerine sebep olabilir. Ayrıca, aile içi şiddet diğer aile bireyleri ve çevrelerindeki insanlar için de bir tehdit olabilir. Bu kişiler, şiddetin şahitti olurken, bu durumu rapor etmekten korkabilirler.
Aile İçi Şiddetin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
Birinci adım olarak, aile içi şiddeti önlemek için farkındalık oluşturmak çok önemlidir. İnsanların bu konuda bilgi sahibi olması, sorunun boyutunu kavraması ve bu konuda çalışmaların neden önemli olduğunu anlaması gerekmektedir. Farkındalık yaratmak için kampanyalar, seminerler, paneller, çalıştaylar vb. gibi etkinlikler düzenlenebilir.
İkinci olarak, eğitimde aile içi şiddet konusuna yer verilmesi gerekmektedir. Özellikle gençlerin bu konuda bilinçlendirilmesi, aile yapısı ve ilişkileri hakkında bilgilendirilmesi önemlidir. Ayrıca okullarda ve kurumlarda aile içi şiddete karşı nasıl bir mücadele verileceği, bu konuda nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi konularda eğitimler verilebilir.
Üçüncü olarak, aile içi şiddetin önlenmesi için toplumun farklı paydaşlarına da sorumluluklar düşmektedir.
Bütün bu çalışmaların yanı sıra, aile içi şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemelerin de yapılması gerekmektedir. Ayrıca mağdurlar için etkili yardım ve destek mekanizmalarının oluşturulması, şiddete uğrayan kişilerin korkularının giderilmesi ve hayatlarını güvence altına alacak tedbirlerin alınması gereklidir.
Aile İçi Şiddeti Engellemek İçin Eğitim ve Farkındalık Çalışmalarının Önemi Nedir?
Aile içi şiddeti engellemek için en etkili yöntemlerden biri de eğitim ve farkındalık çalışmalarıdır. Bu çalışmalar, şiddetin ne olduğunu anlamak, şiddetin nedenleri ve sonuçları hakkında bilgi edinmek, şiddete maruz kalan kişilere nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek için oldukça önemlidir.
Eğitim ve farkındalık çalışmaları, şiddetin her türlüsünü önlemek için farklı yaş gruplarına hitap ederek yürütülebilir.
Şiddet mağdurları için destek hizmetleri sunmak: Eğitim ve farkındalık çalışmaları, mağdurların şiddete uğradıklarında neler yapabileceklerini, nereye başvurabileceklerini ve hangi destek hizmetlerinin mevcut olduğunu öğrenmelerine olanak tanır.
Şiddete maruz kalan kişilerin kendilerini ifade edebilmesini sağlamak: Şiddete maruz kalan kişiler, kendilerini ifade etmek için ofislerinde, işyerlerinde veya okullarında duvar gazeteleri hazırlayabilir. Bu şekilde, insanların şiddet hakkında daha fazla konuşacağı ortamlar yaratmak mümkün olabilir.
Toplumda şiddetle mücadele kültürünü yaymak: Eğitim ve farkındalık çalışmaları, şiddetin kabul edilemez olduğu mesajını topluma ileterek, şiddetin önlenmesine katkı sağlar.